Bir günden benden şikayet etttiğin
ne varsa özleyeceksin
Unuttuğun yalanlara benzemeyecek
hep yanında götüreceksin
Kalbimi kırdın tebessüm ettin birşey demedim
Kalbim senindir sen kendi parçanı yok ettin
Dalı kurusada ağaç yağmura nasıl küser
Saatin dursa bir an zaman onu nasıl bekler
Alı koymus tebessüm aşığına bir zalim
Yıkılır dökülür aman kalp kırılsada sever
Hazineler harabelerde olur
Yaz bunu baştan
Yıkılmışım dükülmüşüm
Perişanım ama...
Ayrılık Şiirleri
Sen böyle nedensiz gidersen benden…
Tutar ben de kendimden giderim…
“susmak” dendiğinde hep içim kanıyor ama…
İstersen susarak sana “seni seviyorum” derim…
Dayanılmaz suskunluğun öyle sağır etti ki beni…
Hadi sustur artık bu suskunluğu… sustur ne olur...
Ne olur düşlerimde olsun ağlatma beni...
Vuracaksan arkadan değil… bari önden vur…
Şimdi ben de susuyorum en çığırtkan ağıtlarımı…
Yokluğun batsa da…...
Beklediğim bir ölüm; adı ayrılık
Gözleri nemli, kaldırımlara söyle ağlamasın
Durma git, bütün yağmurların bana kalsın
Uykulara aldanma, bütün sabahları gecele
Turuncu bir bela tutuyor ellerimi alelacele
Beklediğim bir ölüm; adı ayrılık
Git, sensiz günleri takvimler saysın,
Hadi git, kokunu da al, bende kalmasın
Yine esince o soğuk rüzgar, adımı hecele
Zor gelmiyor kafa tutmak bu saatten sonra ecele
Beklediğim...
Seni Sevmek ...
Veya Sende TutukLu Kalmak
Hangisi Arasındayım Sence
Bazen Su Gibi Seviyorum Seni
Bazen Suya Dokunmak Gibi
Suyun DaLgaLarına Dokunuyorum
O kAdar Şefaf Ki
Ne Sıcaklığı oluyor Ne SoğukLuğu
Suyu Seyreder Gibi Seyrediyorum SEni
Saf Ve Tertemiz di
Aynı SEn Gibi
AvuçLarımdan Nasıl Akıyordu Biliyormusun
DamLa DamLa
Tane Tane Akıyordu
Aynı Senin Benim yüreğime Aktığın Gibi
Benim Yangın Yüreğime Su Serper Gibi
Bir Dokunuştu...
Gözlerin geçerken gözlerimden,
Şehir ıslanırdı sırıl sıklam.
Herkes yağmur yağdığını zannederdi,
Bilmezlerdi senin için ağladığımı.
Her bir damlanın gözyaşım olduğunu bilmezlerdi.
Hiçbiri akıl edip de gökyüzüne bakmadı
Baksalardı göreceklerdi
Gökyüzünde tek bir bulut dahi olmadığını
Sen de bakmadın…
Oysa ben yalnız senin için ağladım.
Koca şehir uyuyamıyor kaç gecedir senin yüzünden.
Şimşek çakarcasına bağırıyorum adını gökyüzüne.
Seni sevdiğimi var gücümle haykırıyorum tüm...
Seni her an,
Hayal etmediğimi mi sanıyorsun ?
Tabi ki bilemiyorsun,
Uzaklardasın, gelip halimi görmüyorsun.
Rüyalarıma girmediğini mi sanıyorsun ?
Çok yanılıyorsun,
Sensiz olan rüyamı hatırlamıyorum.
Seni sevmediğimi mi zannediyorsun ?
Elbette bilemiyorsun,
Narin ellerinle, yüreğime dokunamıyorsun.Bu kadar zorken sensizlik
Seni son kez göremeden ölürsem
İçine batmaz mı ?
Sana olan özlemim,
Yüreğine taş gibi oturmaz mı ?
Yani, üzülmez misin ?
Yani, gözlerin ağlamaz...
Harici terklerde zordur yaşama sarılmak.
Kafa kalkmaz, göz uyanmaz,
Ayak gitmez, ses duyacak kulaklara ulaşmaz.
Sabredip bir kıyıya kıvrılıp ağırdan almazsan,
Yok olur gidersin…
Şekli manzarası budur ruhiyenin de;
Etrafa hissettirmemek var tabi birde…
Poz poz resim verirsin hayatın kadrajına
Gülen, gülümseyen, dalıp giden…
Böyle devam eder,
Rabelin Bolerosuna benzeyen monoton günler.
Bir gün İstanbul sabahı olursun,
Sabahın eşsiz dinginliği gelir yanına...
ASKER,bir yürek ki korkusuz,pazarlıksız vatan sevgisi dolu.
ASKER,Orta Asya bozkırları,Mezopotamya,Avrasya,Anadolu.
ASKER,bir kolu ilk çağı kapamış yeni çağı açmış bir kolu ASKER,yani TÜRK ASKERİ,yani dünyaya savaşmayı öğretenler...
ASKER,HUN,GÖKTÜRK,UYGUR,KARAHANLI,SELÇUKLU ve OSMANLI.
ASKER, kutsal vatan sevgisiyle yürek dumanlı,dağlar dumanlı.
ASKER, bir ASKER ki,hem kahraman hem mağrur hem şanlı.
ASKER, yani TÜRK ASKERi,ölüm var teslim olmak yok diyenler.
ASKER, bir asker...