YARAMDA izin kalmış YAR!

0

Bir günün daha üstünü çizdim bu gece…
Karaladım, beyaz kalmasın istiyordum bir satırlık bile!
Üstüne üstüne akıttığım mürekkep değil, kızıl kıpkızıl bir kandı…
Gözyaşlarım da damlayınca sicim gibi, açıldı rengi, berraklaştı,
ve her rakam daha da büyüdü.
Büyüdü ve üstüme düştü…
Hem geçmişi boyamıştım hem de geleceği..
Hem bugün yoktun, hem de…

Katildi ellerim, zanlıydı, paramparça etmek istiyordu kağıtları,
sanki tüm suçlu onlarmış gibi, tüm suçlu bir kelime, iki rakammış gibi…
Ama şahit yoktu ortada..Ve yüreğim şahit olmayınca,
daha da hoyratlaşıyordu, daha da gözü kara saldırıyordu..
Oysa suçlu da yoktu ortada..
Ne sen, ne ben, ne de yüreğim…
O yüzden takvimler hiç olamazdı…
Olsa olsa birer mahkumduk sadece hepimiz , hem de müebbete…
Hem de asla adı suç olamayacak kadar masum, gri, deli bir sevda uğruna..

Sadece kanayan bir yara vardı, üstüne ne kadar su serpilse de,
üstünden ne kadar zaman geçse de izi kalacak bir yara…
Hani bazen geçti zannedersin, acıtmaz, kabuk bağlamıştır,
bir taş gibi serttir, yerden yere vursan da dokunmaz ona…
Bir sabah gözlerini açarsın, derin bir sızıyla…
Elin gider ona.. ilk aklına gelen de o olmuştur zaten,
inandırmış olsan da bir daha açılmayacağına kendini…!
İşte o an, lanet edersin kendine, tüm kendini bile bile aldattığın,
geçti, artık acımaz, acıtmaz dediğin yalan, sahte günlere, gecelere..
Ağzından senin bile yeni işittiğin cümleler çıkar, dizilirler karşına…

Hiçbir yara sonsuza kadar iyileşmez
Acısı, sızısı, izi kalır
Dokunduğunda incitir benliğini
Kavurur ne varsa, yakar, yıkar
Hiçbir yara sonsuza kadar iyileşmez
Sen fark etmesen de gözlerin izi kalır…!

Şimdi anlıyorum; akan her mürekkepte, kanımda, damlamda,
YARAMDA izin kalmış YAR!

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.