Öyle bir geçer zaman ki…

0

Sen bir şeyleri bırakıp gittiğinde, bir şeyler seni bırakıp gittiğinde, eski resimlere baktığında, sigaraya başlamanın üzerinden ne kadar zaman geçtiğini hesapladığında, saçlarının beyazlamaya başladığını gördüğünde, bu şarkıyı ilk dinlediğin zamanı hatırlamaya çalışıp da hatırlayamadığında ve tüm bunlar karşısında sürekli değişen bir fonda kendi tekdüzeliğini yaşadığının farkına vardığında listeye tek başına koyup sabaha kadar dinlenebilecek bir şarkı.
Bir süre sonra tüm savaşlar ve zaferler nasıl tarih içinde bir ayrıntı oluyorsa, insanın fırtına dediği, travma sandığı tüm anıları da sadece zaman getirip zaman götürüyor çünkü.

Kısa şortla bahçede voleybol oynadığın, bacağının yara izleriyle dolu olmasını pek de tınlamadığın vakitler, zaman hep öyle kalacak, o bahçe hep öyle kocaman olacak, tek derdin bir saat daha geç eve girmek olacak, aldığın minicik harçlık seni hep mutlu edecek, bayramların gelmesi seni hep böyle heyecanlandıracak, hep dondurma tadında olacak hayat, annen, baban, anneannen asla ölmeyecek, o misafir odasına bayramlar dışında giremeyeceksin, asla giremeyeceksin, cırt cırtlı spor ayakkabılarında bir de ışık varsa tamam işte daha neyim eksik diyeceksin. 18 yaşına basmak senin için çok büyük bir hayal olacak hep, kokulu silgilerin tadını merak edeceksin, kokulu kağıt koleksiyonunu komşu kızına göstereceksin, bir kiraz ağacının altında ilk öpüşmeni yaşayacaksın, deliler gibi utanacaksın bundan, uzun süre babanın yüzüne bakamayacaksın, o zamanlar utanmanın bilindiği vakitler tabi, sonra baban sana üniversite yıllarını anlatacak bir kahvaltı masasında, “ohoo üniversiteye çok var benim” diyeceksin içinden.

Sonra bir uykuya dalacaksın o çocukluk hayallerini alıp. Bir sabah uyandığında bu şarkıyı duyacaksın. 18’i çoktan geçmişsin, sevdiklerinin yarısı toprak olup gitmiş, sevgin yitirilmiş, o oynadığın bahçe aslında küçücük, o kiraz ağacını kesmişler hem de ilk öpücüğünün üstüne taş bir bina dikmişler, cırt cırtlı spor ayakkabıları unutmuşsun, lolipop yemiyorsun artık, aldığın harçlık seni mutlu etmiyor, bambaşka sorunların var, bayram ziyaretleri külfet olmuş, İlk öpüşmenin masumiyetini bambaşka şeyler almış, sessizce beklemeye koyulursun ne ki bu diye.
Ve anlarsın;
Birden dursun istersin, seneler olunca mazi.
Öyle bir geçer zaman ki…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.