Osmanlı Kadınlarının ( sultanlarının) güzellik sırları

1

 

neden osmanlı kadınları bu kadar güzl diye bir araştırma sorusu olmuştu bilirsiniz ileriki bir zamanda bizde bunu ele alarak siz değerli üyelerimize neden osmanlı kadınları bu kadar güzelmiş neden osmanlı kadıanları bu kadar uzun süre güzelliklerini koruyabiliyormuş dedik ve araştırdık

Kadınlar her daim güzelliklerine önem vermişler ve doğanın mucizelerinden faydalanmışlardır. `Bakımlı kadın güzeldir` sözü her dönemde geçerliliğini korumaktadır… Sultanların devrinde bile…

Temizlikte sabun en önemli ürün. Bu sebeple çok büyük bir sabun sektörü vardı. Saraya da en kaliteli sabunlar gelirdi ve bunlara eritilip kullanacak kişinin zevkine göre gül veya meyve şekilleri veriliyordu. Saraylıların sabunları mutlaka kokulu olurdu

Osmanlı dönemlerinde sultanların ve tüm kadınların güzellikleri için neler yaptığını hangi bitkisel karışımları kullandıklarını, kısaca güzellik sırlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz. O dönemlerde de güzellik için ilk olarak temizliğe önem verilmiş. Hamam kültüründe keselenmek çok önemlidir, cilde peeling etkisi yapar ve ölü deriden arındırır, böylece canlı ve parlak görünüm elde edilir. Temizlik çok önemli olduğundan sabun sektörü de çok gelişmişti. Saraya gönderilen sabunlar eritilir ve kullanacak kişilerin zevklerine göre türlü esanslarla kokulandırılır ve şekillendirilirdi. Sabun saçları sertleştirdiğinden mutlaka hatmi çiçeği ve ebegümeci kaynatılarak elde edilen kıvamlı su yumuşatıcı yerine kullanılırdı. Saraya sürekli kurutulmuş hatmi çiçeği ve ebegümeci gönderilirdi. Yumuşatıcı olarak kullanılan bitkilerin kıvamlı suyu şimdiki saç kremlerinden çok daha etkili ve tamamen doğaldı…

Cilt bakımında yağları çok kullanmışlar. Çünkü keselenip, ölü deriyi attıktan sonra dışarı çıkılırsa cilt çabuk buruşur. Bu yüzden banyodan sonra ince bir tabaka yağ cilde sürülürdü. Böylelikle dış etkenlerden korunurdu.

***

El, ayak ve tırnak bakımı da çok önemliydi. Bunun için susam veya zeytinyağı çok kullanırlar. Ama bunları bitkilerle birlikte kullanırlardı. Özellikle gül yağı tercih edilirdi. Bu da şöyle elde edilirdi; kokulu gül yaprakları zeytinyağı ya da susam yağı içinde bekletilir. Sonra süzerek elde edilen yağ, cilde çok faydalıdır.

***

Osmanlı saraylarında tonlarca gül suyu kullanılıyordu. Çünkü gül suyu yüzü temizler, cildi nemlendirir, kırışıklıkları giderir. Hafif ve huzur veren kokusu vardır. Cilt hastalıklarına ve yaralara iyi gelir. Hatta Osmanlı gül yağını ruh hastalıklarının tedavisinde kullanmış. İbn-i Sina’nın bile gül yağı kullandığı söyleniyor. Gül macunu ve şerbeti hazımsızlığa iyi gelir. Bu şerbet, bal ve gül suyu karıştırılarak elde edilirdi.

***

Osmanlı sarayında kokular çok önemlidir. Hatta hekimler kokuyla tedavi bile yapıyor. Değişik kokuların insanları ruhen ve bedenen nasıl tedavi edeceğini çok iyi bilirlerdi. Çok güzel parfümler elde ederler. Alkolsüzdür bunlar. Özellikle baharda buhur günleri yaparlardı. Sabahlara kadar kazanlar kaynar güzel kokular elde edilirdi. Çok güzel parfüm şişeleri vardı. Bizim güllüabdan dediğimiz harikulade şişerler kullanılırdı. Üstü mücevherlerle süslenirdi, en kötüsü gümüşten olurdu. Koku üreticileri hayal edemeyeceğiniz kadar çok para kazanırlardı. Saray en çok misk ve amber kokardı.

***

En önemli güzellik sırlarından biri de limondu. El ve yüzleri için beyazlatıcı olarak kullanılırdı. Limon antiseptiktir ve içinde şeker vardır, yüzü besler, gerginleştirir ve yaraları iyileştirir.

***

Osmanlı’da çok önemli iki estetik kaygı vardı. Ciltlerinin beyaz, saçlarının siyah olması makbuldü. Açık renk saç sevilmiyordu. Beyaz ten ise güzellik demekti. Güzellik ve genç kalmak için yemelerine çok dikkat ederlerdi. Zaten kesinlikle çok yemezlerdi. Özellikle ilkbaharda çok az yenilir, yenilenler de bağırsakları ve kanı temizleyecek sebzeler olurdu. Mesela kiraz kanı temizlediği için çok yeniyordu. İlkbaharda müshil ya da tuzlalardaki tuzlu sular içilerek bağırsaklar temizleniyordu.
KİLİN ETKİNLİĞİ

Cilt bakımı ve yine saç bakımında kil kullanılmış. Kildanlıklar içerisinde, kil üzerine su konulup bekletilmiş ve dibe çöken kil üzerindeki su süzülüp kullanılmış. Kilin saçları yumuşatırken aynı zamanda saçı ve deriyi besleyici özelliği vardır. Kadın güzelliğinde el ve ayak bakımı da önemsenirdi. Bakımları için susam ve zeytinyağını bitkilerle kullanılmış ama daha çok gül yağı tercih edilirmiş. Bir diğer güzellik sırrı ise limondur. Limonun antiseptik özelliği vardır ve şeker içerdiğinden cildi besler, gerginleştirir ve tüm yaraları iyileştirir. Ayrıca saray kadınları el ve yüzlerini beyazlatıcı olarak kullanmışlar limonu…

alıntı

Hürrem Sultan’ın Silahı Asiliği

Haremin gelmiş geçmiş en gözde cariyesi Hürrem Sultan; Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi ve Sultan II. Selim’in annesi. Osmanlı Sarayı’nın yabancı kökenli ilk hasekisi olan Hürrem Sultan, 1502 doğumlu ve Slav asıllı. Ukraynalılar’ın iddiasına göre gerçek adı Roxelana olan Hürrem Sultan, Osmanlı İmparatorluğu’nu çöküşe sürüklemekle de suçlanıyor. Zira hükmü dünyaya geçen ‘Cihan Padişahı’ Kanuni’nin bu kadının mahkumu olduğu tarihi iddialar arasında. İddianın sebebi olan ölümcül çekiciliğinin sırrıysa sadece güzel kokular, yağlar ve boyalar değil; asıl neden asiliği!

KADININ EN GÜZEL YANİ ASİL VE ZARİF OLMASIDIR…




 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.