Terk etmelerin güzeldi senin

Terk etmelerin güzeldi senin, çünkü sen her ter ettiğinde ben elinden oyuncağı alınmış bir çocuğa dönüşürdüm. Ve sen her geri geldiğinde ben o deli dolu mutluluğu bir kez daha yaşamış olurdum.

Ta ki son gidişinden sonra tekrar geri gelmediğin de anladım gerçekten terk etmenin ne demek olduğunu.

Yavaş yavaş yaşamak istiyorum seni demiştin ellerin ellerim de iken. Pek huzurluydum sen gözlerimin içine bakıp böyle cümleler kuruyorken, ama nerden bilecektim öyle değil mi senin yüzünde birbirinden güzel maskeler ile gezdiğini. Sen böyle cümleler kurdukça ben ‘’ Biz ‘’ kelimesine biraz daha çok inanıyordum ve biraz daha âşık oluyordum sana çünkü ben sadece sevmek istiyordum her şeyden ve herkes den çok. Şartsız, korkusuz, kuralsız…

Bu yüzden ben hep ben oluyordum sen yanımdayken, sadece seni yaşıyordum ne aklım da oyunlar oluyordu, ne yüreğimde.

Bir seni hissediyordum, bir seni düşünüyordum. Sonra ilk kocaman öpücük geldi dudaklarından dudaklarıma o an kalbim yerinden çıkacak gibi oldu daha bir tutkulu sevmeye başlamıştım artık seni, daha bir heyecanlı, daha bir istekli. Artık özeldin benim için. Bu sevgi değildi sana duyduğum şey, sevgiden bile üstün ve özel bir duyguydu. Düşünsene sene benimdin artık benim için değerliydin. Ellerin ellerimde geziyordum artık ve bunun ile gurur duyuyordum. Susuyordum sen yanımdayken ama içimde ki çocuk durmadan çığlıklar atıyordu. Tüm dünya görsün istiyordu ve tüm dünya duysun istiyordu. Sana duyduğum o kocaman aşkı. Yüreğimden yüreğine akıyordu sanki tüm duygular içime sen işliyordun yavaş yavaş. İçimde öyle kocaman bir yerin vardı ki. Ne ben anlatabilirdim bu yeri, ne sen anlayabilirdin bu kocaman sessizliğimden. Günler geçiyordu ve ben her hücreme senin adını veriyordum, ruhumda ki her çıkmaza, içimde ki her karanlık köşeye. Bu sayede baştan aşağı sen olabiliyordum. Bu sayede daha cesur, daha çok güvene biliyordum sana. Bir gün büyük bir kavga ettik sen sıkıldığını söyledin ve kestirip attın beni. O an hayatım boyunca hiç yaşamadığım kadar garip bir acı yaşadım. Ne tarifi vardı bu acının ne de bir yorumu. Bir süre sonra ise geri döndün tekrar başladık o an tekrar sana kavuştuğum için galiba dünyanın en mutlu kişi bendim. Çünkü cidden çok seviyordum seni, cidden saf ve temiz bir şekilde seviyordum. Bu terk et birleş, birleş terk et, ayrıl barış, barış ayrıl olayları hep yaşandı aramızda. Ne ben durdura bildim bunu, ne de sen durmasını istedin bu olayların. Ve evet son perdesine geldin bir gün aşkımızın çıkardın yüzünde ki o binlerce maskeyi tek tek. O an gördüm gerçek seni ve acıdım kendime. Ne çok sevmişim. Yanlış anlama seni değil yüzüne taktığın o maskeleri ve ne çok gözyaşı dökmüşüm o maskeler beni terk ettiğin de dönsünler diye geri. Şimdi bırak elin de tuttuğun o maskeleri ve yavaşça uzaklaş lütfen. Ben o maskeler ile mutlu olmaya devam ederim. En azından artık yalan söylemeyecekler ve beni terk edemeyecekler. En azından şimdi daha şerefliler.

Yorumlar (0)
Yorum ekle