Aşk beyinle başlıyor, kalple bir alakası yok!

0

“Hormonları beynimiz kontrol ediyor. Beynimizdeki aşk işlevini genlerimiz kontrol ediyor. Dolayısıyla aşkın temelinde aslında genlerimizin kontrol ettiği sinir hücrelerimizin olduğunu söyleyebiliriz”

Trakya Üniversitesi Tıbbi Genetik  Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr. Hakan Gürkan, hormonları beynin kontrol  ettiğini belirterek, “Beynimizdeki aşk işlevini genlerimiz kontrol ediyor.  Dolayısıyla aşkın temelinde aslında genlerimizin kontrol ettiği sinir  hücrelerimizin olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Gürkan,  hem nöronların hem de  genlerin etkisiyle aşkın oluştuğunu söyledi.
Aşkla ilgili yapılan bilimsel çalışmalara değinen Gürkan, şöyle devam  etti: “Şöyle ki birbirini hiç tanımayan çiftler bir ortama alınıyor ve birbirlerine fotoğrafları gösteriliyor. Daha sonra bu çiftlerden kendilerine  yakın olanı seçmeleri isteniyor. Kişiler karşı cinsten birinin fotoğrafını  seçiyor. Daha sonra bu kişilerin bir hafta hiç değiştirmeden giydiği tişörtleri  alınıp, kavanoza konuluyor. Ve o kavanozdaki tişörtler kişilere koklatılıyor.  Kokusunu kendilerine yakın hissettikleri kavanozu belirlemeleri isteniyor.  Çalışmanın sonunda kavanozdaki tişörtün kime ait olduğuna bakılıyor. Kendilerine  yakın hissettikleri kokunun, aslında ilk fotoğrafta seçtikleri kişiyle aynı kişi  olduğu görülüyor.”
Aşkın hormonlarla ilgili olduğunu anlatan Gürkan, “Hormonları beynimiz  kontrol ediyor. Beynimizdeki aşk işlevini genlerimiz kontrol ediyor. Dolayısıyla  aşkın temelinde aslında genlerimizin kontrol ettiği sinir hücrelerimizin olduğunu  söyleyebiliriz. Aşık olunacak kişiyi genetik miras belirliyor. Aşk beyinle  başlıyor, kalple bir alakası yok” diye konuştu.
Aşkın tamamen beyinde yaşandığını bildiren Yrd. Doç. Dr. Gürkan,  beynin aktivasyonu sonucu hormonların salgılanmasıyla aşktan dolayı kalp  çarpıntısı yaşandığını öne sürdü.
Erkek çocuk anne, kız çocukta baba profili ortaya çıkıyor 
Gürkan, kişinin anne ve babasını rol model almasının nedeninin genler  ve benimseme ile ilgili olduğunu söyledi. Erkek çocuğun annesini, kız çocuğun da  babasını daha çok benimsediğini anlatan Gürkan, şöyle devam etti:
“Yani kadınlar daha çok babalarına yakın profilde hissettikleri kişiyi  kendilerine eş adayı olarak seçiyorlar. Ama kızın babasına olan düşkünlüğü daha  sonraki yaşantısında kendi hayatını birleştireceği erkek adayını babasının  profilinde birisinin olmasını arzu ettiğinden dolayıdır. Bu durumda kişinin anne  ve babayı rol model alması etkilidir. Bu konuyla ilgili bilinçaltımızda da  birtakım olaylar yaşanıyor. Üst benliğimizde birtakım olaylar yaşanıyor. Ancak  alt benliğimizi genler yönetiyor. Alt benlikte genlerin işlevselliği söz  konusudur.”  (Milliyet)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.