8 seansta vajinismustan kurtulun!

0

Çoğunlukla kurallara uyan, kızgınlığını dışa vuramayan, sürekli kabul ihtiyacı içinde olan iyi kızlar’ın sorunu vajinismus. Her 10 kadından biri bu problem yüzünden cinsel ilişkiye giremiyor. Uzmanlar, doğru tedaviyle bu sorunun üstesinden rahatlıkla gelinebileceğini söylüyor…
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından Türkiye’deki 20 ili kapsayan bir araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de her 10 kadından biri ‘vajinismus’ sorunu yaşıyor. Yani cinsel ilişkiye giremiyor. Araştırmada, ‘ilk cinsel birleşmeniz ya da birleşmeyi denemeniz sırasında korku, kasılma, acı hissi ya da kaçınma davranışınız nedeniyle cinsel birleşmenin gerçekleşmediği oldu mu?’ sorusuna her 100 kadından 54’ü ‘evet’yanıtını vermiş! İşin en ilginci de cinsel ilişkiye giremeyen kadınların yüzde 35’i üniversite mezunu. Eğitimsiz kadınlar arasında bu oran yüzde 68’lere kadar yükseliyor. Araştırmadan çıkarılan bir başka ilginç sonuç ise, ‘evet’ diyen kadınların yüzde 17’sinin hâlâ zaman zaman bu sorunu yaşıyor olmaları.
Vajinismus sorunu yaşayan kadınların pek çoğu, çeşitli tedavi yöntemlerinden yararlanmalarına rağmen hâlâ eşleriyle birlikte cinsel ilişkiye giremediklerinden yakınıyor. Biz de bu noktadan yola çıkarak uzmanlara bu konuda en etkili tedavi yöntemi nedir diye sorduk.
”İyi kızlar”da görülüyor
Tedaviye geçmeden önce soruna neden olan faktörlere bir bakalım. Baskıcı ve otoriter baba, baba kız ilişkisinde yaşanan güçlükler, zayıf ve güçsüz anne, cinselliği aşağılayan aile, cinsel organlardan iğrenme veya hoşlanmama vajinismusa yol açan temel etkenlerden. Bunların yanı sıra cinsel şiddete maruz kalma veya buna tanık olma, olumsuz dinsel şartlanma, cinsel tabular ve mitler, hamile kalma korkusu da vajinal kasların kasılmasında önemli rol oynuyor.
Bu sorun çoğunlukla; kurallara uyan, kızgınlığını dışa vuramayan, sürekli bir kabul ihtiyacı içinde olan tabiri caizse ‘iyi kızlar’da görülüyor. Erkeğin saldırgan olarak algılanışına ek olarak, cinsellliğin kirli ve kötü bir şey olarak algılanması da birleşmeye karşı bir direnç gelişmesine zemin hazırlıyor. Vajinismuslu kadınlar, ilişkiyi şiddet olarak görüyorlar. Kasılmanın anlamı da şiddete karşı önlem almak. Günümüzde bile birçok kadın ahlaki ya da dini nedenlerden dolayı evlilik öncesinde partnerleriyle cinsel ilişkiden bilinçsiz olarak kaçınıyor. Böylece cinsel birleşme denemesini mümkün olduğunca erteliyor. Evlendikten sonra da genellikle yorgun olduğu veya başı ağrıdığı gerekçesiyle cinsel ilişkiye girmiyor. İlk cinsel birlikteliklerinde kasılma sorunu ortaya çıkınca da, daha çok korku ve kaygı duymaya başlıyor. Hal böyle olunca da cinsel birleşme denemeleri birkaç ay içinde giderek seyreliyor ve çiftler sürtünme yoluyla boşalma alışkanlığı geliştiriyor. Çiftler genellikle ilk bir yıl içinde tedavi arayışına giriyor. Bunun en önemli nedeni ise anne baba olma arzusu ve çevreden gelen ‘çocuk yapın’ baskısı! Bazı kadınlar ise cinsel yaşamda mutlaka cinsel ilişkiye gerek olmadığı yönünde bir takım savunma mekanizmaları geliştirerek, kendilerini rahatlatmaya çalışıyor. İşte bu durumda sorun genellikle daha da büyüyor ve ilişkide tehlike çanları çalmaya başlıyor. Bazı çiftler, zaman kaybetmeden bir doktora başvururken, bazıları ise aradan 20 yıl geçmesine rağmen hâlâ bu sorunla yaşamaya devam ediyor. Tedavi yöntemlerine başvuran çiftlerin hepsi de başarılı olamıyor. Şimdi gelelim bunun nedenine.

Kolaylıkla tedavi edilebiliyor, ancak..
Doç. Dr. Cem İncesu, tedaviden başarısız sonuçlar alınmasını, çiftlere yanlış yöntemler uygulanmasına bağlıyor. Sanılanın aksine pek çok kadının ortak sorunu olan vajinismusun günümüzde kolaylıkla tedavi edilebildiğine de dikkat çekiyor. Tedaviye devam eden ve uzmanların verdiği ev ödevlerini düzenli olarak uygulayan kadınlarda başarı oranı yüzde 100’e ulaşabiliyor. İşte bu noktada dikkat edilmesi gereken konu; tedavinin etkin olup olmadığını sorgulamak. Çünkü, kadınlar çok çeşitli ve yanlış tedavi uygulamalarına maruz kalıyor, bunun sonucunda da eşleriyle ilişkiye giremedikleri gibi zamanla cinsel yaşamdan da soğumaya başlıyorlar. Hatta karamsarlığa kapılıp ilişkilerini yıpratmaya ve birbirlerini suçlamaya başlayan çiftlerin sayıları azımsanmayacak kadar da çok.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.